12 Eylül 2013 Perşembe

türk kahvesi tarihi ve yapımı...




517 yılında Yemen Valisi Özdemir Paşa, lezzetine hayran kaldığı kahveyi İstanbul'a getirdi. Türkler tarafından bulunan ve daha sonra Avrupa mutfağına giren yepyeni hazırlama metodu sayesinde kahve, güğüm ve cezvelerde pişirilerek Türk Kahvesi adını aldı. İlk olarak Tahtakale'de açılan ve tüm şehre hızla yayılan kahvehaneler sayesinde halk kahveyle tanıştı. Günün her saati kitap ve güzel yazıların okunduğu, satranç ve tavlanın oynandığı, şiir ve edebiyat sohbetlerinin yapıldığı kahvehaneler ve kahve kültürü dönemin sosyal hayatına damgasını vurdu.
Saray mutfağında ve evlerde yerini alan kahve, çok miktarda tüketilmeye başlandı. Çiğ kahve çekirdekleri tavalarda kavrulduktan sonra dibeklerde dövülerek cezvelerde pişirilmek suretiyle içiliyor ve en itibarlı dostlara büyük bir özenle ikram ediliyordu. Kısa sürede, gerek İstanbul'a yolu düşen tüccarlar ve seyyahlar gerekse Osmanlı elçileri sayesinde Türk Kahvesinin lezzeti ve ünü önce Avrupa'yı oradan da tüm dünyayı sardı.
Türk kahvesi, ilk olarak Türkler tarafından keşfedilen kahve hazırlama ve pişirme metodunun adı. “Kahve” ve “kahvehane” sözcüklerinin birleşiminden oluşan kahvehane sözcüğüne Türk adının eklenmesi ile ifade ediliş biçimidir. Özel bir tadı, köpüğü, kokusu, pişirilişi, ikramıyla kendine özgü bir kimliği ve geleneği vardır. Telvesi ile ikram edilen tek kahve türüdür.
Kahvenin kökeni araştırmacılar tarafından 14. yüzyıl başlarında Güney Habeşistan'dan tüm dünyaya yayıldığı şeklinde belirtilmiş, kaynağı da köken bilimsel olarak kahve ile benzerlik gösteren Güney Habeşistan'daki Kaffa yöresi gösterilmektedir.
Önceleri Arap Yarımadasında kahve meyvesinin kaynatılması ile elde edilen içecek, bu yepyeni hazırlama ve pişirme metoduyla gerçek kahve lezzetine ve eşsiz tadına kavuşmuştur. Kahve ile Türkler sayesinde tanışan Avrupa; uzun yıllar kahveyi, Türk kahvesi olarak bu yöntemle hazırlayıp tüketmiştir.
Brezilya ve Orta Amerika kaynaklı, arabica türü, yüksek kaliteli kahve çekirdeklerinden harmanlanan ve tercihen kömür ateşinde ağır ağır, titizlikle kavrulan Türk Kahvesi, çok ince öğütülür. Bir cezve yardımıyla su ve isteğe göre şeker ilave edilerek pişirilir, bir fincan kahveye iki çay kaşığı kahve atılır. Küçük fincanlarla servis yapılır. İçilmeden önce telvesinin dibe çökmesi için kısa bir süre beklenir. Su, sanıldığı gibi kahvenin sonunda değil; kahveyi içmeden önce içilmektedir. Ayrıca tüm dünyada espresso ile en çok tüketilen kahve türüdür ki dünya genelinde hemen hemen her tür restorantın menüsünde bulunan iki kahveden biridir.






Kahve cezvede pişirilir ve fincanla içilir. Cezvenin içine kişi başına bir fincan dolusu soğuk içme suyu koyun. Cezveye kişi başına 2 çay kaşığı kahve ekleyin. İsteğinize göre 1 yada 1,5 çay kaşığı olarak da ayarlayabilirsiniz.
Üzerine şeker ekleyin. Türk damak tadına göre alışılagelmiş 4 tatlılık düzeyi vardır;


şekersiz; az şekerli kişi başına 1 çay kaşığı; 
orta şekerli, kişi başına 2 çay kaşığı; 
çok şekerli, kişi başına 3 çay kaşığı.

Eğer kahveyi içecek olan kişilerden bazıları az şekerli ve bazıları da çok şekerli isterlerse ayrı ayrı iki kez kahve pişirmeniz gerekir. Şeker eriyene kadar iyice karıştırın.
Ocağı kısık ayarda yakın ve cezveyi üzerine koyun. Ocağın başından ayrılmayın ve dikkatinizi başka şeylere vermeyin, çünkü kahve çok çabuk kaynar ve taşar.
Kahve kaynamaya başladığında, cezvenin kenarlarından köpükler kabarmaya başlar ve kahve hazır olduğunda köpükler cezvenin ortasına doğru yuvarlanırlar. Cezveyi ocaktan alın ve köpüklerin çökmesine izin verin. Karıştırmayın.
Köpüklü kısmı bitinceye kadar kahvenin az bir miktarını sırayla tüm fincanlara dağıtın. İsteğe bağlı olarak geri kalan kahveyi ikinci kez kaynatabilirsiniz. Ardından geri kalan kahve ile fincanları doldurun. ince bir şerit halinde olursa köpük dağılmaz.Doğru yapılmış ve dağıtılmış bir kahvede, her fincanın üzerinde köpük görülmelidir. Kıvamında bir Türk kahvesinin rengi açık kahverengi olmalıdır.
Türk kahvesi çok sıcak ve yanında bir bardak su ile servis edilir. Kahve içilmeden önce bir yudum su alınır. Su, kahvenin lezzetini daha iyi alabilmeniz için ağzınızdaki tadı nötr duruma getirmenize yardımcı olur.
Mutlaka temiz ve soğuk içme suyu kullanın. Musluk suyu kullanırsanız, bu sudaki klor kahvenizin tadını bozacaktır.
Beklemiş kahveyi ısıtıp tekrar tüketmeyin. En fazla yarım saat içinde kahve bütün güzel özelliklerini yitirmiş olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder